FİLİSTİN'DE ÇOCUK OLMAK
Küçük çocuk elinde rengarenk misketleriyle köşeden döndü, bu
gün dünden daha fazlaydı misketleri şansı yaver gitmişti. Eve giden sokağı
döndüğünde arkada kulakları sağır eden bir gürültü koptu, korkuyla birden
yerinden zıpladı,yere düştü avucundaki misketler dağıldı etrafa kalbi yerinden
çıkabilirdi, arkaya geldiği yöne baktı, toz bulutu yükseliyordu sirenler
çığlıklar koşuşturmaca. Az önce bahçesinde oynadıkları caminin bulunduğu alandı
toz bulutunun yükseldiği yer. Arkadaşlarını merak etti onlar oyuna devam
etmişlerdi. Bir anda kararını değiştirdi arkadaşlarının görmek istedi onların
iyi olduklarını öğrenmeliydi. Tam adımını atacaktı ki annesi çığlık çığlığa ona
sarıldı Ve ağlamaya başladı. eve gittiler, siren sesleri gece boyunca devam
etti.Uyuyamadı gece gözüne uyku girmedi.
Sabah olmuştu babası eve geldi. Gözleri dolu doluydu
babasının bu kadar yaşlandığını fark etmemişti, saçarlı beyazlamıştı bir
gecede,alnı kırışmış,kaşları çatılmıştı,her zaman gülümseyen gözler hep yere
bakıyordu,Soramadı babasına ne olduğunu,uyumadı babası,konuşmadı da,gözleri
uzun uzun dalıp gidiyordu çok uzaklara.
Bomba diyorlardı bu gürültünün adına,gök gürültüsünden
korkardı hep ama bu ondan daha korkutucuydu,sokağa çıkmasını yasaklamıştı annesi
pencereden bakıyordu dışarıya,telaşlıydı insanlar bir aşağı bir yukarı
koşuyorlardı her bomba sesinden sonra ağıtlar yakılıyordu.Canı sıkıldı çocuğun
arkadaşlarını hatırladı onlarla oynamayı özlemişti,oysa hep kapıya gelirlerdi
onu da çağırırlardı oyuna,galiba bütün anneler anlaşmıştı çocuklarına sokağa
çıkmama cezası vermişti,kızdı kendine hep oyun vardı aklında,
Ertesi günlerde yine duydu çocuk aynı sesleri daha
uzaklardan, artık alışmıştı aniden ortaya çıkan gürültüye siren seslerine
annelerin çığlıklarına ama alışamamıştı sokaktan ve arkadaşlarından uzak
kalmaya.
Kavonoza koyduğu misketlere baktı oysa ne çok sevmişti
onları yoksa bu yüzden mi oluyordu bunlar,çok sevinmişti hem de çok, onları
avucuna aldığında rengarenk yuvarlakların büyüsüne kapılmıştı. belki daha az
kazansaydı daha az şanslı olsaydı,olmazdı böyle bomba dedikleri şey patlamazdı
belki,babası yine gülümserdi her zamanki gibi harçlık verirdi okşardı
saçarlını, küsmezdi arkadaşları ona,oynarlardı yine,bu sefer hep arkadaşlarının
kazanması için uğraşırdı.
İlgisizce baktı çocuk misketlere,artık eskisi kadar büyülü
görünmediler gözüne,onları kazandığı günden beri babasının yüzü gülmemişti
gelmemişti arkadaşları bir daha kapılarına,eline aldı misketleri, onlardı tüm
bu olanların sebebi, fırlattı hepsini sinirle, dağıldılar etrafa, her biri bir
tarafa….