expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Hangisi olsun siz söyleyin?


Header değiştiğinde yenilendiğimi hissediyorum,bilgisayar için F5 neyse headerlarda benim için o.
 güzel headerlar olunca dayanamayıp değiştiriyorum, değiştiriyorum ve ....

 Sayfalar Dolusu bloggerının sahibi sevgili Hacer,

yetenekli kız gerçekten,ayrıca çok hoş bir bloğa sahip,

Sayfam için yeni headerlar yapmış
bunlar çok güzell
kararsız kaldım ikisi arasında 
 bir de siz bakın bakalım
sizce hangisi olsun?







26 Temmuz 2013 Cuma

Onun okuduğu gibi...




Ben de tembelim bu konuda ,anlamadığım için çabuk sıkılıyorum,kendime çok kızıyorum bu nedenle hatim yapamıyorum,Kuran'ı Kerimden bahsediyorum.Genelde ramazan ayında hatim yapılır ben de hem Arapça'sını okuyup aynı zamanda okuduğum cüzün mealini de okuyacaktım,mealine devam ediyorum ama Arapça'sının devamı gelmedi 6 cüze kadar okudum kaldı öyle...

Arapça'sını da okumak neden bu kadar önemli peki?

Arapça'sını okumuş olduğumuz ayetler bizzat Allah tarafından gönderilmiş olan ifadelerdir.Bunlar insan sözü değildir.
Böylece biz Kuranı okurken Allah'ın kelamını tekrar etmiş oluyoruz.Ayrıca Peygamberimizi örnek alarak ayetleri bizzat onun telaffuz ettiği gibi okuruz.
Bu nedenle Kuran okuyan kişi Peygaberimizi bizzat taklit etmiş olur.
Peygamber efendimizi taklit edebileceğimiz ibadet sayısı azdır.
Namazımızı ne kadar ona benzetmeye çalışsak bile mutlaka bir yerlerde eksiklik farklılık oluşur,ama Kuran okumak böyle değildir.
Kuran peygamber efendimizin insanlığa okuduğu o duru haliyle önümüzdedir.Bu nedenle Kuran okumak hem onu(s.a.v) bire bir örnek almak hem de bu güzel sünneti devam ettirmektir.
Dünyanın neresine gidersek gidelim,insanlar Allah'ın kelamını onun kelimeleri üzerinden okur.Ümmet olarak  birlik korunur İslamın  temel değerlerine sahip çıkılmış olur.Bu nedenle Kuran tilaveti müslümanları ümmet yapan temel dinamiklerden biridir.Tıpkı ezan gibi...

Meal okumak da önemli ancak ben bu postumda Arapça'sını okumanın öneminden bahsetmek istedim.

Kuranı kerimi çokça okuyup anlamak ve amel etmek ümidiyle...

23 Temmuz 2013 Salı

Kavanozları değerlendir...


elimde değerlendirmem gereken kavanozlar vardı

ben de bir şeyler oluşturmaya çalıştım


Şeffaf kumaş ablamın artıklarından kalma, sehpa örtüsü yapmak için kare şeklinde kesilmişti,ben de kavanozun etrafına doladım ve bir iple bağladım,başka deyişle kavanoz gelinlik giydi daha biz giyemeden.=)

süslemelerde kullanmak için hazır olarak aldığımız, yeşil çiçeği de yapıştırınca,estetik görüntü elde ettik.





Kumaş kullanmadığım bir şaldan,kavanozun kapak kısmının olduğu bölümü güpürle kapatıyoruz,üzerine de yapma çiçeğimizi ekleyince,bir şeyler oluştu gibi..



18 Temmuz 2013 Perşembe

Bana Biraz Renk Ver ...

             

Acil hasta
Ameliyat masasında
.....



 ruhsuz zarfa estetik operasyonu

''başlayalım''

gerekli malzemeler

azim, sabır, yetenek(hehe)

kalem, hayallerimin iz düşümü,zihnimi okuyan rehber,,

bize neşter
sonra
gelsin
darbeler




Renklerin öz güveni var,

kitap okumak zihni açar

bi de limonata 
şaka şaka



Yeşil huzur verir,

başını gök yüzüne çevir,
bulutları fark et!

saklambaç oynarlar,
ip atlarlar,
dans ederler,
şarkı söyler
uçurtmalara rehberlik ederler,
sevinç çığlıklarıdır,kahkahalarıdır
gürültüleri 

her zaman maceraya hazır ol



operasyon başarılı gibi






mektubu zarfa yerleştir
beyaz güvercine yolluk hazırla
sözler uçmaya hazır




                     

akustik performanslar başka sevilir




15 Temmuz 2013 Pazartesi

ajandalarımızı süsleyip püsleyelim


Ajandaları çok sevdiğimi her hediye paketine ajanda sıkıştırmamdan farketmişsinizdir. Genelde şirketler veya kuruluşlar her sene ücretsiz dağıtır fakat cannım ajandayı çirkinleştiren reklamlarını eksik etmezler üzerinden.Bende diyorum gelin bu çirkinlikleri kapatalım üzerini güzel kumaşlar ve güpürlerle örtelim,tabi bunun için ekstra para harcamamıza gerek yok evdekileri değerlendirelim, o işe yaramaz diye düşünüp oradan oraya sürüklediğimiz kumaşların ajanda için nasıl bayramlık kıyafet dönüştüğünü görelim.



Kumaş, modası geçmiş hiç kullanmadığım etekten alındı.
Siyah güpür yine hiç kullanmadığım bir eteğin kenarından söktüm.


Bu ajandanın sadeliğine siyah güpür yetişti aynı zamanda şıklık kattı.



Bu ajandada ise annemin örgü iplerinden kullandım.





peki siz en çok hangisini beğendiniz?



14 Temmuz 2013 Pazar

Dönüş & Ayşe Kulin



Bu sene okuduğum en berbat en tatsız tussuz romandı.Basit konusu ve basit cümleleriyle bende hayal kırıklığı oluşturdu. Eş cinselliğin çok normal bir şeymiş gibi işlenmesi de ayrıca rahatsız ediciydi.Ayşe Kulin'in ilk okuduğum kitabı Veda idi ve yalnızca o romanın tadını aramıştım, Roman yazma amacıyla oluşturulmamış yazarın siyasi karın ağrısının gurultusu sinmiş diyaloglara,Romanın akışı kesilerek adeta ders verme amacı güdülmüş bu eskide kalmıştı sanırım  'Tanzimat dönemi' kadar uzakta...

12 Temmuz 2013 Cuma

"Bosna Sen Benim Annemsin"





Bosna Savaşı sırasında ben küçüktüm hafızamda sadece ismi vardı 
savaş kötüydü zalimdi
zarar gören masumlardı
ve annem dua eder ağlardı savaşın bitmesi için
Bosna savaşına tanık olmasam da savaşın tüyler ürperten hikayesini bizzat yaşamış olan Leyla'nın aynı isimle romanını okumak nasip oldu, Bir kez daha ülkemde savaş olmadığı için şükrettim,İnşaALLAH  gezi parkı olayları da son bulur bu ülke huzuru hak ediyor
bizi kaosa sürüklemek isteyenlere meydan vermeyelim.



                      




Anne... Anne, hala seni hayal ediyorum... Ablam... Abim... 
Her gece sizi düşünüyorum... 
Yoksunuz... Yoksunuz... Yoksunuz... 
Sizi arıyorum, sizi arıyorum... 
Nereye gidersem gideyim sizi görüyorum... 
Anne... Baba... Neden yoksunuz? 
Bosna Sen Benim Annemsin... 
Bosnam benim sana annem diyeceğim... 
Annem Bosna, ablam Srebrenica... Yalnız kalmayacağım... 
Bosna Sen Benim Annemsin... Annem Bosna, ablam Srebrenica...Yalnız kalmayacağım...

Bir mucize'dir

Mavi Kelebeğin Hikayesi


Bosna ve Kosova’daki katliamlarda öldürülen sivillerin gömüldüğü toplu mezarların yeri bilinmiyordu,
ki pek çoğunun halen de bilinmiyor. Söylenenlere göre toplu mezarların saklanmasında gösterilen itina pek az şeyde gösterilmiş.

Mezarlar hem derin kazılmış hem de üstü kapatıldıktan sonra çevrenin doğal bitki örtüsüne uygun olarak yeşillendirilmiş. Bugüne değin bu işlerle (toplu mezar bulma) ilgilenen insanların kullandıkları yöntemler (uydu resimleri vb) bu yüzden pek işe yaramamış.
Mevcut coğrafyanın belli bazı bölgelerinde kelebek nüfusunda ciddi bazı artışlar gözlemlenmiş.Bu bölgeleri inceleyen uzmanlar bu bölgelerdeki bitki örtüsünde de tuhaf bir zenginleşme keşfetmişler.

Toplu mezarlara gömülen cesetler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliğini artırmışlar (mineral vb yönünden), ve bu da bölgede bulunan misk otu ya da yavşan otu olarak bildiğimiz bitkinin coşup fışkırmasına, ve bu da yalnızca bu bitki ile beslenen mavi kelebek nüfusunun artan besin miktarına paralel olarak artmasına sebep olmuş.


Bunun nasıl olduğunu anlamak için araştırma yaparlarken bu yerlerin altındaki cesetlere ulaşmışlar, araştırma derinleşmiş, ve toplu mezarlara ulaşmışlar. Olay basına yansıyınca yerel halk da araştırmaya katılmış ve öncelikli bölgeler belirlenip bu yolla pek çok toplu mezara ulaşılmış

9 Temmuz 2013 Salı

Şükür Kavuşturana





Bir hadiste  “Her amel Ademoğlunun kendisi içindir. Ama oruç müstesna, o benim içindir, onun mükâfatını samimiyetine göre ben vereceğim.” diye buyrulur.

İnsan gösteriş için namaz kılabilir, hacca gidebilir, zekât da verebilir. Ama gösteriş için aç ve susuz kalamaz. Aç ve susuz on beş saat durmak, önünde her türlü nimet olduğu halde beklemek sadece Allah rızasını kazanmak için olabilir. Onun için Allah katında orucun yeri başkadır.

 Ramazanın dünyaya dönük yönü de çoktur.

                                                          Ramazanda herkes kazanır. 

                                  Gıda piyasası hareketlenir, paketler dağıtılır, tüccar kazanır.

                Fakirlerin yüzü güler. İnsanların bir kısmı aşırı çalışmaya ara verir, dinlenmeye çekilir. 

                          Bir kısım meslek sahipleri yıllık tatile girer, monotonluktan kurtulur. 

                                       Ocaklar, türbeler, camiler ziyaret edilir, iç turizm canlanır.

              Zekât ve fitrelerin verilmesi dolayısıyla zenginden yoksula doğru bir para akışı yaşanı ve tabakalar arasında köprüler kurulur, kardeşlik bağları güçlenir.

Allah Ramazanın kadrini bilenlerden etsin. Gaflet içerisinde bu ayı geçirenlere hidayet nasip etsin!

HAYIRLI RAMAZANLAR

=)

Bu yazı merhabahaber.com'dan Recep Öğütçü'nün' Ramazana kavuşmak ve kadrini bilmek bir nasip işi' adlı yazısından alınmıştır.

                                                      

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Senden Önce Ben




Romanlar aşina olmadığımız mekanlarda kurulmuş sofralara davet eder bizi,hiç tatmadığımız lezzetleri keşfetmemizi sağlarlar.. kahramanlarıyla adeta bütünleşir, hikayenin akışına bırakıveririrz kendimizi, Çoğu zaman değiştirmek isteriz hikayenin sonunu hep mutlu sonlar dileriz,kahramanların hikayesi ne kadar burksa da içimizi yazarın bize sunduğu kadere razı oluruz,

'senden önce ben' romanı da sonunu değiştirmek istediğim romanlardan ama ben okumak isteyenlerin hevesini kırmak istemiyorum bu nedenle sonunu anlatmayacağım

Will bir kaza sonucu  tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış ve böylece hayata küsmüştür, insanlara yük olduğundan dolayı kendini kötü hissettiğinden etrafındakileri bıktıracak derecede kötü davranan zengin aile çocuğudur. Lou ise başta paraya ihtiyacı olduğundan will'e bakıcılık yapmaya karar verir ve gittikçe ona bağlanmaya başlar,will'i ötenazi den vazgeçirmek için sonuna kadar çabalar çabalar...
Sanki will'in yerinde ben vardım ve engelli bir insanın neler yaşayabileceğine dair duyguları hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim,halime binlerce kez şükrettim.
baya kısa geçtim ama
benden özeti bu kadar
Harika bir romandı okumanızı tavsiye ederim...


3 Temmuz 2013 Çarşamba

Ruhi Mücerret




Bu sene içerisinde okuduğum en eğlenceli romanlardan biriydi,eğer ben kitabımı elime alıp şöyle çayla kafeteryada okurum diyorsanız,hemen atın o fikri kafanızdan, neden mi,çünkü makaraları koyverdin mi etraftakilerden zırdeli damgası yeme ihtimalin çok yüksek, 

Baş rolümüz Ruhi Mücerret 100 yaşında ve istiklal harbi gazisi,Yaşlılar ölüme hepimizden daha yakınken romanın pek sıkıcı olabileceğini düşünmüştüm lakin, kapağındaki yanar dönerli televizyon yok mu, ne kadar ilginç dedim kitap koleksiyonumda yeni bir yüz hiç fena olmaz,fena da  olmadı hani.  

Bu romanda 100 yaşında birinden beklenmeyecek aşkta macerada var ve tabi birazda bilim kurgu.Reklamların günümüzde insanları bilinçsizce tüketmeye teşvik eden bir hal almasının ve çeşitli şekillerde yaygınlaşmasının eleştirildiği ince esprilerle donatılmış bir roman,

Kitapta geçen 'Haydarpaşa garında pepsi gemisinin cocacola trenine çarpma hadisesi' gerçekten de böyle bir hadise olmuş ama pepsi ve cocacola ifadesi doğru mu bilemem.Roman kahramanlarının isimleri pek ilginç Ruhi mücerret, Nazlı Hilal, Masum Cici, Avni Vav, Civan Kazanova, Serpil Silahperi, Fujer Fuji ,

Bu yazarın ilk okuduğum kitabıydı galiba son olmayacak.Bir de bölüm sonlarında' ..... diye bir şey olmasaydı, ben icat ederdim' kısımları güzeldi farklıydı komikti eğlenceliydi.örnek; 'papazı g.t altında bulmak' diye bir şey olmasaydı ben icat ederdim.

Kitaptan seçtiğim bölümler:  Aptallar öfkelenince kendilerini belli etme fırsatı buldukları için sevinirler...
                                          Aşk sana en şiddetli tokadı patlatacak olan eli okşamaktan ibaret...
                                          Seni öldürmeyen şey şişmanlatır
                                          100 yaşında olsan da yanında birikmiş  paran olmalı ne zaman öleceğini bilmiyorsun.
   
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...