expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Ne Oynardık ama !



Bloğunu severek takip ettiğim arkadaşım Fatih beni mimlemiş, konuya bayıldım… küçükken oynadığımız oyunlar, yani ben de her çocuk gibi bilindik şeyler oynardım, tabi herkesin anısı farklı olur.

Sabah horozlarla birlikte uyanırdık akşam ezanına kadar eve pek uğramazdık. Annem hatırlatmasa öğünleri bile atlardık, Annem yemek vakti geldiğinde bize seslenir, elindeki hayali kaşıkla yemek yeme işareti yapardı‘yemek yiyoruz diye çığırmazdı’ komşular rahatsız olmasın diye. O vakte kadar anlamazdım  ne kadar acıktığımı , enerjiyi tekrar depolar yallah oyuna…

Mahallenin bütün çocukları bizim kapının önünde toplanırdı saklambaç oynamak için en uygun mekan bizim evin civarlarıydı, yine saklambaç oynuyoruz beş altı yaşlarında falanım abim de bana yardım ediyor güya, evin altındaki çöp bidonunun içine sakladı beni, herkes çıktı bir şekilde ortaya, beni bulamıyorlar ben orda kıs kıs gülüyorum, bir yandan da gelen çişimi kovalamaya çalışıyorum boyumda kısa çöp bidonunun içinden de çıkamıyorum, kendime eziyet etmektense rahatlamayı seçtim saldım gitti…

Sonra mahallede bir bilyeli yarışları düzenlenirdi, bilyeli; arkada iki büyük ve önde daha küçük rulmanlar koyulan dört tekerlekli, gövdesi tahtadan oluşturulmuş yarış aracına denir. Yapım görevi imece usulü abimler başta olmak üzere mahallenin oğlanlarına kalırdı, evin alt katındaki babamın bütün alet edavatı etrafa saçılırdı…

En fazla evcilik oynamayı severdik ’kocacım hadi sen işe git’ hitapları falan, oturma odasında süngerlerle ev yapar iki sandalye arasına ip gererek çamaşırlarımızı asardık, annemin çamaşır asarken önce silkeleyip asışına hayrandım, bir gün balkonda evcilik oynarken yine annem gibi çamaşır silkeleyeyim dedim kendimi yerde buldum, şanslıydım talaşların üzerine düştüğümden herhangi bir şey olmamıştı…

Tasolarla oynardık, elimdekini birikmiş taso yağınına çok sert çarparsam kazanacağımı düşünürdüm böylece elimi yere çarpa çarpa kanartırdım.

Koşu yarışları düzenlerdik; Kısa boyuma rağmen yarışlarda bütün kızları sollardım,bir gün Bahadır ve Kadir geldi hadi yarışalım, hadi bakalım ,,daha yeni başlamışken geçilmiştim ,,, Geride kaldım artistik bir dönüş yapayım bari dedim ki  yüzükoyun yere yapıştım,,,

İp atlardık, ipimizi lastik tercih ederdik esnek olduğunda oynarken bacaklarımızı acıtmazdı, annemin don lastiklerini aşırıp aşırıp okula götürürdük,

Sonra Yakar top oynardık, hatta ilkokulda sınıflar arasında yakar top yarışması yapılmıştı,havada yağmurluydu ,sona doğru ortada bir  tek ben kalmıştım,bir oraya bir buraya zik zak dokumaktan öyle de bir yorulmuştum  ki, nerdeyse pes edecektim şimdi pes etmek olmaz dedim başım döne döne devam etim, hayatım da hiç bir şey için o kadar azmetmemişimdir herhalde,sonra bizim sınıf galip olmuştu..ilkokulda beni en mutlu eden anılarımdandır.

Aslında daha çok anlatacak oyun var ama ben yoruldum, şimdilik anımsadıklarım bunlar, ayrıca teşekkür ederim bir vesileyle anılarımı hatırladım. HAYAT BİZE GÜZELDİ BE !




13 yorum:

  1. ne güzel günlerdi çocukluk günleri...

    YanıtlaSil
  2. Hayat kaygısız ve güzeldi..akşam karardığında bile eve girmeyi istemezdik biz de :)

    YanıtlaSil
  3. Sokaklarda oyun oynamış şanslı çocuklar olmak güzel :)

    YanıtlaSil
  4. Gülce kim? sorusuna verdiğiniz açıklamaya bayıldım. Söylemeden geçemedim. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim, çok mutlu oldum =) Ayrıca hoşgeldin

      Sil
  5. çok iyiymiş ya :)) bidona salma işi de baya komik. Sesli güldüm. Hangimizin küçükken böyle bir anısı yokki :)) Yakan top bizim okulda da olmuştu sınıflar arası, ilk topta yanmıştım. :))

    YanıtlaSil
  6. Bizler akşam ezanına kadar eve girmeyen, annemiz yemeğe çağırmasın diye aç karnına saatlerce sokakta oyun oynayan bir nesildik... Şimdi çocuklar için üzülüyorum... Hayatları internetten ve teknolojiden ibaret hale geldi ne yazık ki...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...